Bilgisayarlar Fal Bakarak Geleceği Görebilir mi?

Bilgisayarlar Fal Bakarak Geleceği Görebilir mi?

Bir gün Webtekno’da bir haber başlığı gördüğünüzü düşünün; ”Geleceğinizi gören ve çok yüksek oranda doğru tahminler yapan bir yapay zeka geliştirildi: Neden öleceğinizi bile tahmin edebilecek!

Tamam, belki ölüm nedeni biraz abartı oldu ama geleceği tahmin edebilen bir yapay zeka fikri sanki ‘hayatta inanmam’ diyeceğimiz bir şey değil artık… Peki bilim bu konuda ne söylüyor? Yapay zeka bir gün geleceği görüp ‘falcı bacı’ tadında bir hizmet sunabilir mi? İnsanlığın geleceğini görebilir mi? Yakından bakalım.

Günümüzde halihazırda tutarlı tahminler yapan bilgisayarlar var

Buna da çok şaşırdığınızı düşünmüyorum. Maçların nasıl sonuçlanacağına yönelik hesaplamalar yaparak galibin kim olacağına dair oranlar sunan, hava durumu tahmin eden, ekonomi, finans ve pazarlama alanlarında hesaplamalarla raporlar sunan, bir işin ya da operasyonun başarılı gitme ihtimalini hesaplayan, bir kişinin herhangi bir hastalığa yakalanma ihtimalini hesaplayan… Şimdi aklımıza gelmeyecek sayıda fazla örnek için bilgisayarlar bunu zaten yapıyor.

Ancak biz daha da ileri gidip ‘geleceği her şeyiyle, mutlak doğrulukta bilmek‘ gibi bir durumdan bahsediyorsak o noktada cevap çok daha karmaşık.

İsterseniz hazır gündemdeyken bunu FIFA Dünya Kupası’nın şampiyonunun kim olacağı sorusu üzerinden açıklayalım;

Günümüz teknolojisiyle FIFA 2022’yi kimin kazanabileceğine dair hesaplamalar yapabiliriz. Hatta The Alan Turing Institute tarafından geliştirilen yapay zeka AIrsenal, daha önce doğru tahminde bulunduğu bu konuda bu sene için Brezilya’nın şampiyon olma olasılığının en yüksek olduğunu söyledi. 

Fakat kritik nokta da burası; neredeyse 150 yıldır gerçekleştirilen tüm uluslararası karşılaşmaları ‘öğrenen’, takımlarla ilgili pek çok bilgi edinen Alrsenal, 100 bin kez çalıştırıldı ve sonuç olarak yalnızca bir tahminde bulunabildi. Bu tahmini ise Brezilya’nın %25 oranla şampiyon olacağı… 

Peki şampiyonu %100 doğru bilme ihtimali yok mu?

Bu soruya cevap vermek için önce bir yapay zekanın bu tür işlemlerde nasıl çalıştığına göz atmak gerekiyor. 

Yapay zeka, geleceğe yönelik herhangi bir soruya cevap verebilmek için veriye ihtiyaç duyuyor. Ne kadar detaylı veriyi ‘öğrenirse’ sonucunun doğru olma ihtimali de o kadar artıyor. Sonra bu veriler bir bilgisayar tarafından işleniyor, bir arayüz ile sunuluyor. İşlem en basit haliyle böyle ilerliyor.

İşte bu senaryoda, yine FIFA 2022 örneği üzerinden gidecek olursak, en doğru tahmin için daha fazla veri gerekiyor.

Takımlarda yer alan futbolcular, bu futbolcuların sakatlıkları, performans grafikleri ya da birlikte oynadığı diğer futbolcularla etkileşimleri ve sonuçları, hava durumu, stadyum hakkında veriler, top hakkında veriler, maç saatleri, karşı karşıya gelen rakiplerin daha önceki tüm maçlarına ait tüm bilgiler hatta belki stadyumdaki seyirci sayısı bile bir maçın sonucuna etki eden faktörler olabilir…

Bunlar benim aklıma gelenler oldu, mutlaka çok daha fazlası da vardır. Ancak bir de bunca veriye rağmen anlık olarak gelişen ve öngörülemeyecek olayların sonuca etkileri var. Örneğin bir takımın sakatlık oranı neredeyse sıfır olan golcüsü aniden sakatlanırsa bu yapay zekanın hesaplayamadığı bir senaryo olur ve tüm sonucu etkileyebilir.

Nihayetinde yapay zeka elindeki verilerle ulaşılanlar dışında bir sonuca varamayacaktır ve öngörülemeyen olayların etkisinin bu sonucu bozma ihtimali her zaman vardır. 

Bol bol andığımız meşhur ‘algoritmalar’ da aslında bir nevi falcılık yapıyor ama…

Google, Meta gibi şirketlerin verilerimizi toplayıp karşımıza nasıl da isabetli reklamlar çıkardıklarından sık sık bahsederiz. Hatta artık çok iyi biliyor olmamıza rağmen ”Ya inanılmaz, daha dün ayakkabı mı alsam dedim, pat karşıma reklamı çıktı oğluuumm!” diyerek inatla şaşırmaya devam ederiz.

Burada da aslında şirketlerin algoritmalarının bir nevi ‘falcılık’ yaptığını görüyoruz. Algoritmalar, gelecekte alma potansiyelimiz olan ürünleri, takip etme ihtimalimiz olan hesapları, gitme ihtimalimiz olan etkinlikleri eleyip seçerek önümüze sunuyor. Fakat tabii ki bu noktada da arka planda o verileri seçen ve algoritmaya yön veren bir insan mutlaka bulunuyor.

Gelecekte bu algoritmaların daha da gelişmesi ve daha fazla veriye ulaşması sayesinde ‘otomatik satın alma’ gibi sistemlerin ortaya çıkabileceği düşünülüyor. Örneğin telefonunuzu ne zaman aldığınızı bilen algoritmalar kullanıcı davranışlarınızı da hesaba katarak siz daha fark etmeden telefonunuzun ömrünün dolduğunu bilecek ve yine alışkanlıklarınızı bildiği için size en uygun telefon kapınıza gelecek…

Tabii ki bu örnek işin içine ‘benden habersiz paramı harcayıp bana telefon mu alacak’ gibi bir soru kattığı için kulağa garip gelmiş olabilir ancak bizim odaklandığımız mesele algoritmaların bunları yaparak bir nevi sizin geleceğinizi sizden çok daha önce bilmesi…

Sonuç olarak…

En genel tabiriyle bir ‘bilgisayarın’ bize herhangi bir konuda ‘mutlak doğruyu’ sunması ve falcılık yaparak geleceğimizi yine ‘mutlak doğrularla’ bilmesi mümkün değil. Yani yazının başında bahsettiğimiz ‘neden öleceğinizi bilecek’ tadında bir durumun yaşanması mümkün görünmüyor.

Fakat bu çok iyi tahminler yapamayacağı anlamına da gelmiyor. İş, yukarıda da anlattığımız üzere o ‘bilgisayarın’ sahip olduğu verilerde bitiyor. Yine de daha şimdiden gelişmiş bir algoritmanın dünya üzerindeki tüm falcılardan daha ‘yetenekli’ olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Sosyal Medya'da Paylaş

Yorum gönder