Bilim insanları Anksiyetenin (Kaygı Bozukluğu) fiziksel kaynağını buldu

Bilim insanları Anksiyetenin (Kaygı Bozukluğu) fiziksel kaynağını buldu

Milyonlarca insanın yaşadığı ve deyim yerindeyse “hayatlarını mahveden” bu hastalık, kişiye zor zamanlar yaşatabiliyor. Beyindeki anksiyetenin nörolojik temelini araştıran yeni bir çalışma, hipokampüste yer alan ve sadece endişe davranışını düzenlemekle kalmayan hücreleri tanımladı. Olaya heyecan katan durum ise hastalığın bir ışık demetiyle kontrol edilebilmesiydir.

Laboratuar fareleri ile yapılan deneyler sonucu elde edilen bulgular, dünya çapında milyonlarca insanın (her beş insandan biri) anksiyete bozukluğunu yaşadığını kanıtlıyordu. Hal böyle olunca yeni bulunan bu çözüm yolu, birçok kişi için de umut ışığı oldu.

San Francisco’daki Kaliforniya Üniversitesi’nde nörobilimci Mazen Kheirbek, “Konuya, anksiyete hissine giden duygusal bilginin beyinde nasıl kodlandığını anlamak istememizle başladık” ifadelerinde bulundu. Sonrasında ekip kalsiyum görüntüleme adı verilen bir teknik kullandı. Bu sayede hayvanların, farelerin etrafında dolanmasıyla hipokampüs içindeki hücrelerin aktivitesini kaydetmek isteyen bilim insanları, farelerin beyinlerine minyatür mikroskoplar yerleştirildiler.

Diğer yandan denekler için bir dolu alan kuran ekip, özellikle anksiyeteyi tetikleyen durumları seçtiler. Tüm bu güvenlik açıkları işe yaradı ve fareler ürktü. Olayın nerede gerçekleştiğini bu sayede saptayan Columbia Üniversitesi Vagelos Klinisyenler ve Cerrahlar Koloji’nden Jessica Jimenez, daha önce varlığının farkında olmadıkları şeyleri keşfettiklerini ifade etti.

Sonuç olarak araştırmacılar vCA1 bölgesinde bulunan hücrelere, ışık ışını parlatmak için optogenetik olarak adlandırılan bir teknik kullanarak anksiyete hücrelerini etkili bir şekilde susturmayı ve fareleri kendilerinden emin, kaygısız bir şekilde harekete geçirmeyi sağladılar. Öte yandan ışık ayarlarını değiştiren bilim insanları, farklı anksiyete hücrelerine de etki edebildi. Bu noktada hala gelişime açık olan teknik, geliştirilmesi halinde birçok insanı bu hastalıktan kurtaracak gibi görünüyor.   (Webtekno)

 

KAYNAK : STAR GAZETESİ

Sosyal Medya'da Paylaş

Yorum gönder