Meteorlarda keşfedilen siyanür bileşikleri, yaşamın kökenine dair ipuçlarını veriyor

Meteorlarda keşfedilen siyanür bileşikleri, yaşamın kökenine dair ipuçlarını veriyor

TM Dijital Haber Merkezi

Siyanür ve karbon monoksit insanlar için ölümcül zehirlerdir, ancak Boise Eyalet Üniversitesi ve NASA’daki bir bilim insanları tarafından karbonca zengin meteorlarda keşfedilen demir, siyanür ve karbon monoksit içeren bileşiklerin, Dünya’nın erken dönemlerinde yaşamı oluşturmaya yardımcı olmuş olabileceği keşfedildi.

Boise State’te yardımcı doçent olan Mike Callahan “Birçok insan siyanürün zehirli ve ölümcül olduğunu bilir,  ancak siyanür muhtemelen yaşam için gerekli molekülleri oluşturmak için gerekli olan bir bileşiktir. Bir azot atomuna bağlı bir karbon atomu olan siyanidin, proteinlerin ve nükleik yapıların blokları olan aminoasitler ve nükleobazlar gibi organik bileşiklerin biyolojik olmayan sentezinde yer aldığı için yaşamın kökeni için çok önemli olduğu düşünülmektedir.” dedi.

Araştırmacılar, meteorlardaki eski siyanür izlerini çıkarmak ve ölçmek için yeni analitik yöntemler geliştirdi. Siyanür içeren meteorların, CM kondritleri adı verilen karbon bakımından zengin bir meteor grubuna ait olduğunu buldular

NASA’nın Greenbelt’deki Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nden ortak yazar Jason Dworkin, “NASA’nın OSIRIS-REx uzay aracı tarafından Bennu asteroidinden toplanan veriler, CM kondritleri ile ilgili olduğunu gösteriyor” dedi.

Dworkin, “OSIRIS-REx, 2023’te Bennu’dan Dünya’ya örnekler getirecek. Bennu’dan gelecek örneklerde siyanür gibi prebiyotik bileşiklerin potansiyel dağıtımını ve bileşikleri arayacağız. Bu, Dünya’daki yaşamın kokenini anlamak için büyük bir adım olacak.” ifadesini kullandı. 

Siyanür meteorlarda daha önce bulunmuştu. Ancak, yeni çalışmada siyanürün karbon monoksitle (CO) birlikte meteorlarda stabil bileşikler oluşturmak için demirle bağlandığı keşfedildi.

Araştırmacılar, yüksek çözünürlüklü sıvı kromatografi-kütle spektrometresi kullanılarak meteorlarda iki farklı demir siyano-karbonil kompleksi tanımladılar. Callahan, “Çalışmamızdaki en ilginç gözlemlerden biri, bu demir siyano-karbonil komplekslerinin, çok farklı bir yapıya sahip aktif hidrojenaz bölgelerinin bölümlerine benzemesidir.” dedi.

Hidrojenazların hemen hemen tüm modern bakteri ve arkyalarda mevcut olduğu ve kökeni eski olduğuna inanılmaktadır. Hidrojenazlar büyük proteinlerdir, ancak Callahan’a göre aktif bölge (kimyasal reaksiyonların gerçekleştiği bölge) protein içerisinde bulunan çok daha küçük bir metal-organik bileşik olabilir.

Yaşamın kökeni ile ilgili gizem, biyolojinin biyolojik olmayan kimyasal süreçlerden nasıl ortaya çıktığıdır. Araştırmacılar yaşamın kökeni ile ilgili bazı gizemleri çözmek için bu araştırmayı derinleştirmeyi planlıyor.

Araştırma, 25 Haziran’da Nature Communications’da yayımlandı.

KAYNAK : AKŞAM GAZETESİ

Sosyal Medya'da Paylaş

Yorum gönder